Angel Sanctuary
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Angel Sanctuary

Melekler ve şeytanlar arasında geçen kadim mücadelinin arasında kalan insanlar...
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ana kurgu-Melekler Canlanıyor!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Gabriel
Admin



Mesaj Sayısı : 12
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 35
Nerden : Çanakkale

Ana kurgu-Melekler Canlanıyor! Empty
MesajKonu: Ana kurgu-Melekler Canlanıyor!   Ana kurgu-Melekler Canlanıyor! Icon_minitimeC.tesi Ekim 31, 2009 6:49 pm

selena gomez - not what it seems_4_.mp3 - 0.77MB
Muse_-_Uprising.mp3 - 9.33MB



Dünya Dönüyor Ama Tersine...

Dünya tersine mi? döner hiç. Aslında bu soruyu yıllarca insanlar birbirine sormuşdu. Aslında cinler ülkesinde dahi bu tersine dönüşün idrakına varılamıyordu. Bu ters dönmenin anlamına bilecek tek bir adam vardır. Yaşlı adam.. Uzaklardaki tepe de yaşayan bu yaşlı insan evrendeki her şeyi biliyordu. İnsanlar ve cinler onun meleklerle fısıldaştığını bilmiyorlardı. Bir keresinde yaşlı adam yemek yerken yemeğini bırakıp geri geri yürümeye başlamıştı. Bunun anlamını çevresindeki ler dahi ben de anlayamamıştım.
İlahi yargının yüzünü bize çevirdiğini anımsamakta zorlanmıyorum artık. İlahi gün, son oluş, dünyanın sonu artık yaklaşmıştı. Dünya üzerinde ki insan toplulukları daha uzayın o özgürlük kokan kokusunu solumamışlarken artık bitiş düğmesine basılmıştı. Herkes korkudan günlerce uyuyamıyor, nefes almayı dahi unutarak, yemek yemeyi bile kesiyorlardı. Kendilerini kutsanmışlar olarak kabul eden bazı kabileler bile artık yakarışlarda bulunuyorlardı. Tabii ki insanların durumu açıktı. Ya cinler? Tabi ki Tanrının kutsanmışlığını kabul ediyorlardı ama ikilik dolu kişilikleri tam olarak Tanrının varlığına inanmakta direniyordu. Cinler insanlardan daha fazla zamandan beri vardılar. Cinler insanların olmadığı zamanlarda daha refah daha mutlu olmuşlardı. Paralel dünyalarında yaşayan varlıklara sımsıkı sarılmış, onun özünü çıkmasına izlerlecesine sarmalamışlardı.

İnsanların gözlerinden göz yaşları akıp buharlaşıyordu, sıcak hava vakitleri. İnsanlar umutsuzca gök yüzüne bakıyorlar sonra toprağa sonra tekrar gök yüzüne. Ruhlarının içleri sıkıntıyla sarsılıyordu,sanki. Yaşlı adam o kadar ünlüydi ki cinler den dahi onu bilmeyen yoktu. Kutsanmışlar ise kendi kabileleriyle bir yolculuğa çıkmışlardı. Hiç bitmeyen yolculuk. Deccal ortalıkta görünmüyordu. Ne zaman çıkacaktı. Mehdi ise görünmüştü. Mehdinin çabaları doğal madeni rezervlerin kendilerinde kalmış olanlar ı korumaktı. Bunun için amansızca mücadele ediyorlardı. Mehdi zaferin onların elinde olacağını öngörüyordu. Tanrı kimlerle bu sırada? Tanrı tarafsız mı? Dünyanın tersine dönmeye başladığı zamandan beri kıyamatin kopmasına ne kadar kaldı. Bunları belki hiçbir zaman bilemeyeceğiz. Bizim öykümüz 21. yy a dayanıyor. Herkesin rahatının yerinde olduğu dönemler. insalık tohumlarının gerçek anlamıyla yeşerdiği çağlar,dakikalar hatta saniyeler.

Bu çağlarda yaşayan bir kahramanımız var. Üç gözlü olarak geçen bu kahramanımız. Üçüncü gözleriyle her şeyi görebiliyordu. O üçüncü kişiydi. Çünkü Tanrının habercisiyle konuşabiliyordu. Bunu iddaa eddiğinde insanlar onu lanetlediler. O ise ıssız yerlerde yaşamaya başladı. insanları çok seviyordu. İnsanların ona gösterdiği bu acımasızlığa da bir anlam veremiyordu. Onun Cebraille karşılaşması çocukluğuna dayanıyordu. Babası dindar müslümandı ve hayatın şartlarında çok acı çekmişti. Ölümünden kısa zaman sonra üç meleğin tuttuğu bir tabut gördü. Bu kutsal tabuttu. Üç meleğin taşıdığı bir tabut musanın eşyalarını barındıryordu. Ardından bir asa gördü. Asanın başı kartal gagasına benziyordu. Ardından rüyasında bir boşluğa düşüyor. Hemen ardından babasının çığlığı yankılanıyor. O boşluğu bir ışık dolduruyor ve cebrail gözler önüne geliyordu. Söyledikleri ise şunlardı;

- Senin baban yaşamı boyunca çok zorluklar çekti ve Tanrı onu katına aldı. Şimdi ise çok mutlu. Onun dileği küçüklüğünden beri bir meleği gözleriyle görmekti. Şimdi sen beni görebiliyorsun. Babanın dileği gerçekleşmiş oldu. Neden babana gözükmediğimizi anlaman için biraz düşünmen gerek. Çünkü bu Tanrının isteğiydi. O uluydu ve alimdi. Onun yaptıkları hiçbir insanoğlu tam anlamıyla yapamazdı.. O kendine özgüydü.

-Buraya gelmemin birinci nedeni babanın iradesiydi. İkincisine gelince senin zamanın geldiğini belirtiyim. Sen dünya üzerinde yolculuk yapıp şeytanın kuyruğundan tutup onu öyle bir kıstıracaksın ki o bi daha insanlara yanaşmaya kalkışmayacak..

Bunu başıyla kabul ettiğini belirten üç gözlü insan yolculuklara çıkmaya hazır oldugunu belli ediyordu.Gelelim üçüncü göz olayına. Üçüncü göz denilen bir insan olduğundan daha çirkin gösterebilecek bir tasarım değildir. Sadece kalp'te olan asıl gözün uyanık olduğunu göstermektedir. Bu üçüncü göz ile sülaymanın anahtarlarını çözecek ve çeşitli yolculukları gözleyecektir. Çok akıllı bir genç olan üç gözlü ikizler burcuydu ve yükselen burcu ise akrepti. Bunun yanında ay burcu oğlakdı. Karakteri hakkında fazla bilgiye gereksinim olmamasına rağmen biz kendisini tanıtalım. Karakterimiz 1.80 civarı boy uzunluğunda kilosu ise boyuna nazaran daha düşüktür. Karakterimiz o kadar bilgilidir ki yaşamakta olduğu Türkiyenin en iyi iki üniversitesinde birden ayrı bölümlerde okumuştur. Okuduğu bölümler arkeoloji ve genetik mühendisliğidir. Kendini bu ve bundan başka bir çok bilimle donatmış olup. Tam olarak dünyada ki tüm dilleri konuşabiliyordur. Keskin zekalı ve çok hızlı düşünebilen bir yapısı vardır.

Karakterimizin adına gelirsek isminin kısaltılmasının bir arabanın düdüğüne benzeyen sese benzer şekilde MİB olduğunu biliyoruz. Karakterimiz Türkiyede yapmakta olduğu bir yolculuk sırasında Cebrail yanına gelmiş ve "Son düşen dünyaya vardığı zaman dünyanın sonunun yaklaşacağını" söyler. Aynı zamanda Deccalın tüm gençliğinde yaşadıklarını Cebrail MİB ede yaşatır. Hatırında kalanlarla birlikte büyük bir şaşkınlık içinde kafasını bir sağa bir sola doğru uzatır. Arabayla gittikleri vakit kafasını dışarı çıkartıp kalın bir ses tonuyla bağırır. Yşadıkları ve gördükleri içler acısıdır. Kendisine bile acımıştır. Arabayı süren en iyi arkadaşı Cavit ne olduğunu şaşırır vaziyet bir şekil almıştır. Yüz şekli tamamiyle değişmiştir. Ama arabayı durdurmamıştır.

Karakterimizi geride bırakırken dünyada neler olduğuna bir daha bakalım. Dünya da enerji krizi patlak vermiştir. Milletler enerjiyi öyle içlerine çekmişlerdir ki eğer enerjinin kökü olsaydı enerjinin kökünü alıp götürürlerdi. Aynı şekilde dünyada psikolojik bir yalnızlık hissi vardı. İnsanlar sebepsiz yere intihar ediyorlardı. Hatta melekleri daha intihar ettiriyorladı, sinemalarda. Çok gülünç bir durum. Bir an gök yüzüne yükseldiğimizde gök yüzünde ki meleklerin reisi Cebrail, Mikail ile konuşmaktadır ve konuşmaları sanki dünyadan duyulabiliyor gibiydi. Çünkü bu iki melek o kadar yücedirler ki görünüşleri, bakışları ve yaptıkları her şey çok devasa gözükürdü.

İki meleğin konuşmasına inat yaparak kesmeye çalışan ama kesemyen Şeytan hayıflanmaktadır. "Elimde milyarlarca insan var ve o iki melek o kadar rahatlarmış gibi konuşuyorlar ki sanki benim varlığımı inkar ediyorlar sanacağım." Sonra içinden bir peh çıktıktan sonra işlerini yapmaya yola koyulur. Dünya üzerinde en hızlı hareket edebilen ve düşünebilen varlık Şeytandır. Şeytanı kimse kandıramaz. Çünkü insanoğlu ezik yaratılmıştır. Ancak bu ezikliğe rağmen bazı seçilmişler olmasa bile Tanrının bizzat o dediği insanlar da yok değildi. MİB de bunlardan birisiydi.MİB i boşverelim de biraz Şeytanı ele alalım yoksa o bize kendini takdim eder mi? Hadi birlikte bakalım. Gözlerinde ki alev dünyada ki her kara parçasından ya da denizin içinden dahi görülebilecek kadar gözleri parlak olan bu varlığın bir derdi vardır. Bu dert ise son günün yaklaştığıydı. Çünkü son düşmüş gökyüzünün tüm iltişamı karşısında dünyaya düşmüştü. Bundan dolayı üzüntülü terimi onun halindeki birine yakışmayacak olsa da öyle gözüküyordu. Bu durumu düzetmek için planlarını hızlandırmasını gerektiğini biliyordu. En yakın arkadaşı ve hizmetçisi Lucifer'e dönüp meleklerin konuştuğu MİB ile ne yapacaklarını düşünmeye başlamaları gerektiğini düşünüp uzunca konuştular. Son düşmüş düştüğünden beri melekler gibi artık şeytanlarda insan şekline girebiliyorlardı. Lucifer Şeytan'a dönüp bir planının olduğunu söyler. Bu hain fısıldayışları keyifle dinleyen Şeytanın gözlerinde ki ışıltı daha da parlaklaşmıştır.


İki insan gök yüzü ve yer altında neler olduğunu bilemeden yürüyorlardı. Bu ikisi birbirine aşıktı. Ama aşklarını bir türlü ilan edemiyorlardı. Günlük işlerden sonra birbirlerinden ayrılırlarken bir meleğin onların hemen yanından geçtiğinin hiç mi hiç farkında değillerdi. Melek ise görevinin hatrına gözünü yol işaretlerine dayamış hafif adımlarla yürümekteydi. Kim bilir görevi neydi?

Dünyanın üçgeni, bir takım garip insanlar, melekler ve şeytanlar, büyük bir kültür haline gelmiş cinler diğer yandan büyücüler ve cadılar, falcılar, yaşlı adam ve ben sizlerle birlikte bu engin dünyanın duvarlarından atlamaya ve yeni bir yaşama kucak atmaya hepimiz varız ve engin hayal dünyamızda bu parçacıklar yerlerine teker teker oturup, bizde huzur verici etki yapacaktır.


En son Gabriel tarafından Ptsi Kas. 02, 2009 7:31 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://angelsanctuary.my-rpg.com
Gabriel
Admin



Mesaj Sayısı : 12
Kayıt tarihi : 31/10/09
Yaş : 35
Nerden : Çanakkale

Ana kurgu-Melekler Canlanıyor! Empty
MesajKonu: Geri: Ana kurgu-Melekler Canlanıyor!   Ana kurgu-Melekler Canlanıyor! Icon_minitimePaz Kas. 01, 2009 2:19 pm

Bu şiir mısraları evrenin sonsuzluğunda kaybolmak üzereyken Cebrail'in gelmesi sonucu büyük huzura eren MİB'in aklındakilerdir;

Heaven! Heaven! Heaven!
Cennet! Cennet! Cennet!

I want to save your soul for what
Ne için ruhunu kurtarmak istiyorum

I kept everthing in me
Her şeyi içimde sakladım

But you said nothing for me
Ama sen benim için hiçbir şey söylemedin



Maybe ım insane
Belki deliyim

Maybe you are an angel
Belki sen bir meleksin

But ı konow sometihng that you must to know
Ama ben senin bilmenin zorunlu olduğu bir şey biliyorum

Im everything but you are nothing
Ben her şeyim ama sen bir hiçsin

You can change yourself when you become hero
Kahraman olduğun zaman kendini değiştirebilirsin


***Writer(Yazan): Soul Of Hero (Kahramanın ruhu)







Her şey olabildiğince sakin gözüküyordu. Gökyüzü o müthiş mavisiyle ona bakanların ruhunu okşuyordu. Biraz ileride bir baba çocuğuna bisiklete binmeyi öğretiyordu. Ah! Çocukluk. Özümüzün uçsuz bucaksız başlangıç ipinin bulunduğu görkemli yer. Yer her zaman ki gibi üzerende hareket edenleri bekliyordu. Toprağı ilk başta üç tohumla renklendiren ve bir tohumda ardından ekleyen baş melek Micheal'i anmaktan geri kalamıyoruz. Havadan uçan kuşların sesleri esrarengiz bir amosfer yaratıyor, insanların üzerinde. Kahramanımız da tam bu sırada kendisine söylenenler doğrultusunda rotasını Türkiyeden Mısır'a çevirmişti. Eski mısır hakkında ve aynı şekilde Musanın tabutunun buralarda bir yerlerde olduğu iç güdüsü ve bilgisine sahipti. Üniversiteden Arkeoloji bölümünden arkadaşı ve aynı zamanda mısırlı olan Hüseyin de memleket sevdasını dizginlemek hem de bu sıcak ve esrarengiz adamın yapacaklarını merakla bekliyordu.


Mısırdaki üç büyük pramidin her nedense Süleymanın mührüyle alakalı olduğuna inanılıyordu. Süleymanın mührü hakkında çeşitli dedikodular vardı. Bunların en eskilerinden biri Süleymanın mezarına açılan yolun anahtarı olduğuna ilişkindi. Süleymanın mezarında ne olabilirdi ? Bu bir varsayım ama hazine olabileceği açıktı. Ancak MİB bunun hazine değil de(altın vb.gibi) kutsal eşyalar olduğuna inanıyordu. Süleymanın asası, elbisesi ve hatta kitabı. Süleymanın bütün varlıkları içeren tanımlamalarla dolu ve onlarla konuşmayı sağlayacak gizli bir anahtarın o kitapta olduğuna biliyordu. MİB bu konuyu hüseyinle fazla konuşmamışdı. Bunu havayollarına indikleri vakit teker teker söylemeyi düşünüyordu.

MİB uçmayı çok sever. Çünkü MİB'in ruhu bir kuş misalidir. Uzaklara gitmeyi yani özgürlüğü çok sever. Ancak çok şüpheci yanınında olduğunu unutmamalıyız. Türkiyede yaptığı yüzlerce kazı çalışmalarında farklı deneyimler elde etmiştir. Ayrıca bir şeyin daha farkına varmıştı. O da Türkiyenin tarihi mirasının yabancıların ayakları altında kaldığıydı. Bu durum için köklü çözüm yolları aradı. En sonunda düşüncelerinin labirentinde ilerlerken bir çıkış yolu gördü. Çıkış yolu örgütlenmekten ibaretti. Türkiyede ki tüm toplulukları örgütledi ve adı kendisinde saklı bir kuruluş kurdu. Bu kuruluş gizliydi. Ama çok gizli de değildi. Yabancı ülkelerde ki bazı kişilerin bu kuruluşu bilmemesi önemliydi ve kuruluş özellikle doğu anadoluda eski yerlşim yerleri buldular. Ayrıca bu kuruluş güney doğuda ki petrol rezervinin %87'sini kontrol almıştı. Gelişmeler bundan ibaretti. Her şey iyiye doğru gidiyordu. Tabii ki arkasında Meleklerden oluşma bir desteğin olması da azımsanır değildi.

Gökyüzünde ve yer altında herhangi bir kıpırtı yoktu. Bu sessizlik nedendi? Kimse bilemeyecek sanırım. Gözlerimize ıssız yerler çarpar bazen. O ıssız yerler ki hayalimizi olabildiğine çalıştırır. Issız yerler genellikle Cin topluluklarının bulunduğu yerdir. Burada Cinler yer, içer ve uyur. Onları tehlikeli yapan ise; nesneleri ve insan beynini kontrol edebilmeleridir. Bu durumda ancak bir insan boşukta olduğunda olur. Gündelik yaşamda haberlerde duyduğumuz cinayetlerin ya da intiharların bir kısmı kökü kötü olan bu ulusdan gelmektedir. Dünya üzerinde özellikle ıssız yerlerde 90 milyar civarında Cin vardır. Bunlar genellikle kendi paralel dünyalarında yaşarlar ve can sıkıntısıyla bazı yaramazlıklara kalkışırlar.

Mısır hava alanına indikten sonra MİB bir şey unuttuğunun farkına varır. Ama iş işten geçmiştir. MİB'in unuttuğu eski mısır hakkında üniversiteden bir hocasının verdiği antika kitaptır. Bu unutkanlığını kafasına bir şaplak vurarak geçiştirmek isteyen ama bunla yetinmeyip el çantasını da yavaşça kafasına vuran kahramanımız arkadaşı Hüseyinden bir gülümseme karşılığını almıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://angelsanctuary.my-rpg.com
 
Ana kurgu-Melekler Canlanıyor!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Fallen Angels-Düşmüş Melekler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Angel Sanctuary :: Merkez :: Kurgu Merkezi-
Buraya geçin: